Barış Masası

Papua Yeni Gine’nin dağlık bölgesinde bulunan iki kabile arasında uzun yıllardır yaşanan bir çatışma söz konusu. Bu çatışmayı sonlandırmak için bir barış masası kurulmuş durumda ve bunu yapanlar kabilenin mensubu olan kadınlar.
Aslında, çatışmanın son bulması için kadınlar 10 yıl öncesinden faaliyete başlamış ve ilk buldukları çözüm, kendini uygar gören dünyada vahşet olarak izah görebilecek ama kendilerinin de bu şekilde davranmaktan geri kalmadığı bir karar; 
“Doğacak erkek çocuklarını öldürerek, bu çatışmanın son bulacağını düşünmüşler…”
Çünkü savaşan erkek, savaşı sürdürende erkek…
On yıl boyunca uygulanan bu karar sonucunda, erkekler savaşmaktan caymamış ve kadınlar kendi öz evlatlarını öldürmekten…
Ama gelin görün ki toplum yapısının sağlığı, dengesi ve sürdürülebilirliği açısından gerekli bir varlık olan erkek unsurunun ortadan kalkmaya başlaması, kadınları yeni ve olması gereken bir yönteme götürmüş. Barış masasının kurulması ve bu yolla çözümler bulunması…
***
Sakın aklınızdan kabile hayatı yaşayan insanların böyle bir duruma kolaylıkla razı geleceği varsayımı oluşmasın. Tabiattaki hiçbir varlık evlat düzeyindeki bir canlının canını alma içgüdüsüyle yoğrulmamıştır. Aksine onu korumak ve kollamakla kendisini mükellef kılmıştır.
Birde bu, düşünen varlık insansa ve en önemlisi de anneyse…
Oturup uzun uzun irdelemeli, böyle bir kararın derinliklerindeki çaresizliği.
Bu çaresizliğin neye karşı olduğunu, neyi çözmek için çıkılmış bir yol ve bir gerekçeye dayandırıldığını…
Bir anne, bir evlat ve ortada duran ölüm gerçeği!
***
 Coğrafyamızda bugüne kadar hiçbir anne böyle bir vahameti belki de yaşamadı. Ama yaşadıkları şeyler bunlardan hiçbir şekilde farklı değildi.
Yılın her çeyreğinde silâhaltına gönderilen evlatları oldu bu topraktaki annelerin
Yılın herhangi bir gününde herhangi bir dağın eteğinde vurulmuş bir oğlunun kâbusuyla yaşadı esmer yüzlü yürekler…
Örneğin Cumartesi anneleriyle tanıştı ülkem
…ve taşınan her tabutun üzerinde “bitsin artık” diye yankılanan feryadı dinledi kulaklar.
Evet, kulaklar dinledi…
Zaten bu yüzdendir bu yazının ve benzerlerinin hala yazılıyor olması,
Meydanlarda sloganların atılması
…ve ne yazık ki, hali hazırda bu durumdan kendilerine vaziyet çıkartanların ortalarda dolaşması!
***
Bir anne, bir evlat ve ortada duran ölüm gerçeği!
Bu gerçek, Papua Yeni Gine’de de aynı, ülkemde de…
Çözümün ne olduğunu herkes biliyor…
Durup durup anlatmanın gayesi yok açıkçası.
Ama bilinmelidir ki, annelerin akan gözyaşlarının tamamında ki anlam, huzur, barış ve kardeşliktir…

Saçlarının beyazlaşmasını kederden, hasretten ya da umutsuzluktan değil, yaşlılığın bizatihi kendisinden gelmesini istiyorlar…

yakup
(2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder